31 Mart 2008 Pazartesi

Dikkat! 1 Nisan











Dünya şaka günü geldii.Hadi bakalım kim bilir ne tür şakalara maruz kalacaksınız ya da yapacaksınız.Yinede dikkat edin 1 Nisan şakaları genelde can sıkıcı olabiliyorlar.

Nedir bu 1 nisan şakaları diye şöyle bir araştırma yapayım dedim (çok lazım ya :))

Şöyleymiş efendim:

Nisan bir şakası, 16. asırda fransa'da 9. charles zamanında ortaya çıkmış. 9. charles, gregoryen takvimine göre 25 mart 1 nisan haftasındaki yılbaşı kutlamalarını 1 ocak tarihine almış. kimse kendisini ciddiye almayınca yeni yılın başladığını kabul ettirmek için halka davetiyeler göndermiş. bin bir güçlükle davete katılan halk, aslında böyle bir davetin olmadığını öğrenince evlerine dönmüşler. kral charles, bu şakasıyla çok eğlenmiş. fransız halkı, bu sefer kralı alaya almak için yılbaşı eğlenceleri düzenlemiş. zamanla bu şaka benimsenmiş ve günümüze kadar ulaşmış...

Hayırlı 1 nisanlar:)))

30 Mart 2008 Pazar

Şeker Kız Candy


Hatırlar mısınız?Şeker Kız Candy'yi ,benim çocukluğumun vazgeçilmez çizgi film karakteriydi.Mutlaka izlemek isterdim.Ne güzeldi değil mi?Herşeye rağmen mutlu, onu sevmeyenleri bile seven(!), herkes tarafından sevilen, yardımsever ve hep umutlu.Altın sarısı saçları, kabarık elbiseleri, hayaller alemine götürüyordu beni.Bu özellikler miydi bana sevdiren acaba?Neydi onu bu kadar benim kahramanım yapan bilmiyorum.

Işıl ışıl gözlerini hatırladım son zamanlarda.Bir kaç zamandır da tekrar bulup izlemek istiyorum ama bulamadım.Birkaç siteye girdim ama çizgi filmini bulamadım.Watashi wa candy hatırımda kalan şarkısıydı sanırım.

Neyse bu konu da bana yardımcı olursanız sevinirim.İzleyesim geldi.Çocukluğumu özledim.

27 Mart 2008 Perşembe

Hastalık


Mutsuzum çünkü oğlum 2-3 gündür ateşli.En güçlü ateşdüşürücüler bile ancak 1 saat ateşini düşürebiliyor.Meğer ortalıkta bir salgın dolanıyormuş, gribal bişey(dikkatli olun).Çok güçlü bir mikrop ateş,ishal.Doktor bize de geçeceğini söyledi.Neyse oğlum yavaş yavaş iyileşiyor.Tabi hemen antibiyotik başladık ateşdüşürücülere de devam.Cuma ya kadar devam deceğiz.Çocuğum ilaç ağacına döndü.

Ben tabi hemen kendimi suçlamaya başladım.Acaba şöyle yaptım da ondan mı oldu yoksa bundan mı diye?! Ama hastalık işte ne yaparsak yapalım bi şekilde gelip buluyor.

Uykusuzluk,bitkinlik insanın gözü görmüyor ama onuno halsiz bakan gözleri, kafasını kaldıramayışı, hiç susmadan alaması insanı bitiriyor.

Aman evlerden özellikle de çocuklarda uzaaaaak olsun şu hastalık.

Oğlum tekrar afacanlığa başladı ya neyse unutalım artık.

Yarın güzel bir gün olsun.

18 Mart 2008 Salı

ANLAR
















Eğer yeniden başlayabilseydim hayata
İkincisinde daha çok hata yapardım
Kusursuz olmaya çalışmaz
Sırtüstü yatardım
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım
Elbette mutlu anlarım oldu ama
Yeniden başlaybilseydim eğer
Yalnız mutlu anlarım olurdu
Farkında mısınız bilmem;yaşam budur zaten
Anlar, sadece anlar
Siz de anı yaşayın(...)
Eğer yeniden başlayabilseydim
İlkbaharda ayakkabılarımı fırlatır atardım
Ve sonbahar bitene kadar
Yürürdüm çıplak ayaklarla
Bilinmeyen yollar keşfeder
Güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım
Bir şansım daha olsaydı eğer
Ama işte 85'indeyim
Ve biliyorum
Ölüyorum

Jorge Louis BORGES

Yaşam biterken insan ürküyor ve hayatı işte böylesine güzel yaşayabileceğini düşünüyor.Acaba ikinci bir şans verilse gerçekten öyle mi yaparız?!

15 Mart 2008 Cumartesi

14 Mart 2008 Cuma

Inıshmaan'ın Sakatı


Dün yine tiyatroya gittik.Oyun İstanbul devlet tiyatrosunun bir oyunuydu.Üç saat sürdü.Sıkıcı desem tam değil sürükleyici hiç değil.Ama enterasan bir şekilde oyun kendini izlettiriyor.Çünkü oyuncuları muhteşemdi.Rollerine öyle bir adapte olmuşlar ki hayranlıkla oyunu izletiyorlardı.Deneyimli oyuncular deneyimlerini genç oyuncularda heyacanlarını oyuna katınca güzel bir seyirlik izledik.Bu arada oyun 11.Afife Tiyatro Ödüllerinden dört tanesini de almış.

11.AFİFE TİYATRO ÖDÜLLERİ
YILIN EN BAŞARILI PRODÜKSİYONU
YARDIMCI ROLDE YILIN EN BAŞARILI KADIN OYUNCUSU-SEMA ÇEYREKBAŞIOĞLU
YARDIMCI ROLDE YILIN EN BAŞARILI ERKEK OYUNCUSU-ATSIZ KARADUMAN
YILIN EN BAŞARILI SAHNE TASARIMCISI-ALİ CEM KÖROĞLU

Oyun İrlanda'nın batı kıyısında Inıshmaan Adası insanlarının dünyadan kopuk, yoksun ve garip yaşamlarından bir kesit sunuyor.

Benim oyundan çıkarımım ise hiçbir şey aslında göründüğü gibi değildir.Altında yatan bir çok sebep bu görünümü yaratır.
Benim tiyatro da en çok sevdiğim şey nedir biliyor musunuz?Sanatçıların alkışlanması.Hele başarılı bir oyun da izlemişsem alkışlamaktan ellerim kollarım sızlar.Onların yüzlerinde gördüğüm o işlerini başarıyla tamamlamış olmanın ve mükafatınıda alkışlarla almanın müthiş zevki beni cezbediyor.Kendimi ilginç bir şekilde mutlu hissediyorum.
Tiyatro izleyin!!!!

7 Mart 2008 Cuma

Kadın Olmak


Ne zor şey kadın olmak,

Yaşam mücadelesi tüm insanlar için var elbette, ama kadınlar için biraz daha fazla nedense.

İşinde iyi olmak, iyi bir anne olmak, iyi bir ev kadını olmak, iyi bir eş olmak.......liste uzayıp gidiyor.Bunların hepsine yetişmeye çalışırken bazen 'ben kimim' diye soruyorsun kendine?!

Çünkü tüm bunların içinde kendine ayıracak zamanı bulamıyorsun.Hep biryerlere birşeylere yetişme telaşı içinde kendinden uzaklaşıyorsun.O kadar çok kimliği var ki kadının en çok hangisi benim sorusu zaman içinde yıpratıyor kadını.İş kadını kimliği ağır bassa çocuklarını, eşini,evini ihmal ediyormuş hissine kapılıyor.Anne kimliği ağır bassa iş yerinde istediği verimi yakalayamıyor.Hep sanki bir şeyler eksik kalıyor hissine kapılıyoruz.

Güçlü yaratılmışız güçlü yinede hepsine yetişiyoruz (bi de bizi yiyip bitiren şu iç hesaplaşmamız olmasa!)


İyiki kadın olarak doğmuşuz

Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun
NOT:Fotoğrafı öğrencilik yıllarımda ben çekmiştim.

2 Mart 2008 Pazar

zuzum

Bunu yapmak için saatlerce uğraştığıma inanır
mısınız.Keşif dönemimdeyim ya bloglar arasında geziniyorum ve güzel gelen şeyleri deneyerek öğrenmeye çalışıyorum.Ama çıldırmamak içten değil! Niye herşey ingilizce!?Ve benim ingilizcem çok kırık dökük(olmuş).Sonunda başardım demek isterdim ama istediğim şeyi tam anlamıyla yapamadım.Ozii yardım et.



1 Mart 2008 Cumartesi

ÇIĞ



Dün tiyatroya gittik.Oyunun adı 'ÇIĞ'.Çok beğendim.Bu sene 6-7 tane oyun izledim.İzlediklerim içinde sahne ışıkları, tasarımı, müzikleri her şeyiyle farklı bir oyundu.Konusu da çok ilginç işlenmiş.Geleneksel bir aile var.Dede, abaanne,anne,baba,oğul ve gelin.Gelin hamile.Köy çığ tehlikesi altında olduğu için ne zaman hamile kalacağına yaşlılar meclisi karar veriyor ki annenin ve bebeğin çığlıkları çığ düşmesine neden olmasın.Çünkü yanlış bir karar verilirse ya da evlenecek çift kurallara uymaz vaktinden önce birliktelik yaşar ve hamile kalırsa kadın yaşlılar meclisince diri diri toprağa gömülüyor.Bizim kahramamlarımızın başına ise erken doğum olayı geliyor.Kural çiğnememelerine rağmen sonuç değişmiyor.Ama düzen böyle devam edemez.Kurallar değişmeli!



Özet:
Dünyamızda yaşanan ve adına Yeni Dünya Düzeni denilen dayatmalı tek ve gerçek doğruymuş gibi yutturmaya çalışan ve böylece de dünyamızı biraz daha kana ve ateşe boğan egemenlere karşı direnmemiz gereken bu günlerde… Çığ.”