29 Ağustos 2008 Cuma

Anne Çişşş....


Bu aralar lavoboyla çok haşır neşiriz.Çünkü oğlum artık tuvalet alışkanlığı edinme belirtileri gösterdi.Bezden kurtulduk şimdilik gündüzleri:)İlk başlarda çok eğlenceliydi.'Anne çiş' deyince koştura koştura gülerek gidiyorduk.Bu bir oyun haline gelince ve sürekli lavoboyu ziyaret edince biraz sıkıcı bir hal aldı.Ama yok şikayetçi değilim.Bezden kurtulalımda kış gelmeden razıyım.
Oğlumun görsel zekasının süper olduğunu düşünüyorum.Ben bu alışkanlığa hazır olmadığını, çok zorlanacağımı düşünürken pat 2 gün içinde bu işi çözdü.Önce Kuzeni Efe'yi izledi sonra bir de Elifnazı izleyince ertesi gün söylemeye başladı.İşte bu kadar...Aferin oğluma.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Beypazarı











Pazar günü zor bir karar alarak arkadaşlarımızla Ankara'nın şirin gezilesi-görülesi bir ilçesi olan Beypazarına gittik.Zor karar diyorum oğlumun hasta olduğundan bahsetmiştim onu bırakıp gitmemiz gerekiyordu.O yüzden gitmekle gitmemek arasında gidip geldik ve gittik.İyikide gitmişiz.
O kendine has tarihi dokusu, aslına sadık kalınarak restore edilmiş evleri,çalışkan kadınlarıyla hoş bir duygu bırakıyor insanda.
Güzel bir kahvaltıyla başladık gezimize.Kalabalık bir grupla geziye gitmeyi, kahvaltı etmeyi özlemişiz.(Üniversite yıllarında o kadar çok festivale gittik ki, o yılları hatırladım da.)Yeşillikler arasında,meyve ağaçlarıyla çevrili hoş bir mekandı kahvaltı ettiğimiz yer.Ordan ayrıldıktan sonra Hıdırlık Tepesi denen Beypazarını yüksekten izleyebileceğimiz bir yere gittik.Eski ve yeni Beypazarını yukardan izledik.Restore edilmiş evler ve yeni yapılaşmanın farklılığı karşımızda bütün açıklığıyla duruyordu.
Sonra sıra çarşısına geldi tabii.Kadınlardı hep satış yapanlar.Beypazarına özgü dokumalar,elişleri,cam üzerine ebru uygulaması takılar,ahşap Beypazarı evleri ve Beypazarı kurusu(tereyağ ile yapılan,tuzlu ve tarçınlı çay ile mükemmel yenen bir yiyecek),havuç suyu,havuç reçeli ve havuçlu lokumlar ve daha neler neler.En güzel tarafıda hepsi güler yüzlü olan insanlar.Hepsi hoşgeldiniz diyerek karşılıyorlar güleç yüzleriyle.Gülen insan görünce karşında sen de mutlu oluyorsun tabii ki.
Müzeleştirdikleri evleri de unutmamak gerek;eskiden kullanılan pek çok araç gereç,eski kadın ve erkek kostümleri,işlemeleri vb.
Unutmadan Beypazarı gümüşçülüğü ilede ün yapmış bir ilçe.Gümüş imalatı ile gümüşseverlerin de uğrak yeri.
İşte böyle gezdik dolaştık sonra güzel bir piknik yaptık.ip atladık,yakantop oynadık.Yorgunluktan ve sıcaktan bayılmak üzere evin yolunu tuttuk.Yoldan geçerken Ayaş domatesi alalım niyetiyle durup bir de bahçeden domates biber toplayınca mutluluktan uçacak gibi olduk.Ne güzel bir şeymiş insanın yiyeceğini dalından toplaması.

10 Ağustos 2008 Pazar

KÜSÜM


Bu aralar (hayır uzun bir süredir) herşeye küsüm.Tatilim çok kötü geçti, dönüşü çok kötüydü ve sonrası yine Mert'in hastalığı geldi.Bir haftadır ateşle cebelleşiyoruz.Bunalımın ve depresyonun derinliklerindeyim.2008'den nefret ettiğimi söylemişmiydim evet nefret ediyorum.Artık nefes almak istiyoruuuuuummmmmm.