19 Temmuz 2008 Cumartesi

Susuzluk!!!!!


Üç gündür yine hastalıkla boğuşuyoruz.Bu sefer Metin ve ben.Ateş,karın ağrısı,halsizlik vb.....Tabiki tüm Ankara'nın sorunu olan su yüzünden olduğunu düşünüyoruz.Yakın zaman da kardeşim ve eşi aynı şekilde hastalandı.Çevremizde de sürekli aynı belirtilerle rahatsızlanan arkadaşlarımızı duyuyoruz.Allah'tan ben hafif atlattım ama Metin'in enfeksiyon durumu biraz daha ağırdı.Hastaneye gidip serum yiyip ağır antibiyotikler kullanmak zorunda kaldı.Daha yeni toparlanıp işe gidebildi.Hala da sıkıntıları var.
Ankara suyuna Kızılırmak suyu karıştığından beri bu sılıntılar devam ediyor.Tabiki artık içme suyu olarak kullanmıyoruz ama el,yüz yıkanıyor,meyve-sebze yıkanıyor.Bazen unutup yemeğe koyuyoruz.Ne olacak bu durum bilemiyorum.
Geçenlerde haberlerde izledim gelecekte öngörülen birşeymiş su savaşları.Su kaynakları yüzünden çıkacak savaşlardan bahsediliyor ve su kullanırken bunu gözardı etmeyin diyor du haberde.Düşünmesi bile kabus gibi.2 gün suyumuz kesiliyor( bu aralar çok sık kesiliyor)ne yapacağımızı şaşırıyoruz.Elimiz ayağımız bağlanıyor.Hele yaz günü hiç çekilmiyor.Bu su kaynakları konusunda birşeyler yapılmalı acilen.Yoksa durum çok vahim.
İnanamıyorum bazen de insanlara.Halı yıkama, araba yıkama derdinden dünyanın suyunu harcıyorlar.Hiç mi düşünmezsiniz geleceğinizi.o kadar duyuru yapılıyor yine dinleyen yok.Çok kızıyorum düşüncesizliğe.
Su hayatın olmazsa olmazıdır.Yaşamın özüdür.DİKKAT!!!!!!

5 yorum:

özii dedi ki...

Yine geçmiş olsun nedir bu çekiniz canım yaa.
Haklısın ben de çok korkuyorum su savaşları olacak diye. Bilinçsizce boşa akıtılan suları çok arayacağız . Susuzluk ile ilgili bir mail vardı. Gerçek olacak galiba...

İlknur dedi ki...

Doğru söylüyorsun.Başımız ciddi dertte aslında ama insanlarımız bunu anlamıyorlar.Biliyorsun bizim ailede de herkes geçirdi bu hastalığı.Bakalım neler başımıza gelecek daha...

Meleğin Dünyası dedi ki...

o maili ben de hatırlıyorum,korkunçtu.sağol öziicim.

Meleğin Dünyası dedi ki...

umalım daha fazlası olmasın ilknur...

Adsız dedi ki...

35 yıllık ömrümde ben şunu anladım ki; biri ölmeden o yola üst geçit yapılmıyor ya da biri boğulmadan kuyuya emniyet şeridi çekilmiyor. Daha da evrenseli, hasta olmadan sağlığın değeri anlaşılmıyor.Ve insanlar önce ve daima kendilerini düşünüyorlar.Şehri asla kurtaramayız ; sadece kendi bahçemizde oyalanabiliriz.
Ben artık dünya battı kabul ediyorum,battı batacak ,eyvah diyerek kafayı yerim yoksa.Böyle daha kolay oldu ama yan etkileri var (!)